Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

zıt gitmek

  • 1 zıt gitmek

    to get on sb's nerves on purpose

    İngilizce Sözlük Türkçe > zıt gitmek

  • 2 zıt

    zıt <- ddı> Gegensatz m; Gegenteil n; Widerspruch m;
    -in zıt anlamlısı Antonym n von D;
    -e, -iyle zıt gitmek gegen jemandes Willen handeln, (immer) das Gegenteil tun;
    -in zıddı olmak jemandes Absichten zuwiderhandeln, jemandem gegen den Strich gehen;
    -in zıddına basmak (oder gitmek) jemandem auf die Nerven gehen, jemanden auf die Palme bringen

    Türkçe-Almanca sözlük > zıt

  • 3 zıt

    напереко́р
    * * *
    1. удв. -ddı
    1) противополо́жность, контра́ст
    2) противоре́чие; возраже́ние

    zıddına basmak / gitmek — злить, де́лать на́зло́ кому; раздража́ть кого

    zıt gitmek — пере́чить; идти́ напереко́р

    2. удв. -ddı
    противополо́жный; противоречи́вый

    tabiata zıt — противоесте́ственный

    ••
    - taban tabana zıt olmak

    Türkçe-rusça sözlük > zıt

  • 4 zıt

    I s <- ddı> Gegensatz m
    birinin zıddına gitmek jdm auf die Nerven gehen; ( sinirlendirmek) jdn nerven
    II adj <- ddı> gegensätzlich
    tamamıyla \zıt karakterlerdir sie sind ganz gegensätzliche Charaktere

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > zıt

  • 5 zıt

    ,-ddı 1. opposite, contrary, person or thing that is the contrary of another, antithesis, antipode: Taha, Emin´in zıddı. Taha´s the opposite of Emin. Birbirinin tam zıddı olan iki şıkla karşı karşıya kaldı. He was face to face with two diametrically opposite choices. 2. antonym. 3. opposite, opposing, contrary, contradictory, antithetic, antithetical, antipodal. 4. antonymous. -ına basmak /ın/ to do exactly what (someone) does not want one to do. - düşmek /a/ (for one person or thing) to be the opposite of (another). - gitmek /la/ to persist in doing the opposite of what (someone) wants. -ına gitmek /ın/ (for something) to rile (someone), be too much for (someone) to take. Onun -ı olan şeyleri yapma! Don´t do things that get her dander up!

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > zıt

  • 6 zıt

    (-ddı, -ttı)
    1.
    1) противополо́жность, контра́ст
    2) противоре́чие, возраже́ние

    - ın zıtına basmak или -ın zıtına gitmek — злить, де́лать назло́ кому

    2.
    противополо́жный; противоречи́вый

    tabiata zıt — противоесте́ственный

    zıtı olmak — быть недово́льным

    Büyük Türk-Rus Sözlük > zıt

  • 7 наперекор

    1) нареч. zıt olarak
    2) предлог aykırı olarak

    де́йствовать напереко́р кому-л. — birinin zıddına davranmak, birine zıt gitmek

    напереко́р здра́вому смы́слу — sağduyuya aykırı olarak

    Русско-турецкий словарь > наперекор

  • 8 widersprechen

    widersprechen*
    irr vi
    jdm \widersprechen birine itiraz etmek, birine karşı gelmek, biriyle zıt gitmek;
    etw dat \widersprechen bir şeyi reddetmek, bir şeye aykırı düşmek;
    sich dat \widersprechen birbiriyle çelişmek, birbirine ters düşmek, birbirine zıt [o karşıt] olmak
    sich \widersprechende Angaben birbiriyle çelişen bilgiler, birbirini tutmayan bilgiler

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > widersprechen

  • 9 перечить

    разг.

    ни в чём не пере́чить кому-л.birine kaşının altında gözün var dememek

    Русско-турецкий словарь > перечить

  • 10 have it in for (sb)

    -e zit gitmek, kaba davranmak, kil olmak, gicik olmak

    English to Turkish dictionary > have it in for (sb)

  • 11 reverse

    ters, arka, aksi; tersine dönmüs; karsit, zit, ters taraf, ters yüz, ters; aksi, zit, zitti, tersi, karsiti; aksilik, terslik; basarisizlik, yenilgi; geri vites, ters çevirmek, tersyüz etmek; geri gitmek, gerigötürmek; yerlerini degistirmek; aksi yönde de

    English to Turkish dictionary > reverse

  • 12 reverse

    adj. ters, zıt, karşıt, aksi, geri
    ————————
    n. tersi, ters, terslik, aksilik, başarısızlık, ters taraf, arka taraf, öbür yüzü, geri vites, geri tepme, yenilgi
    ————————
    v. tersine çevirmek, tersini çevirmek, tersyüz etmek, döndürmek, bozmak, iptal etmek, geriye doğru döndürmek, ters yönde dönmek, geri çevirmek
    * * *
    1. ters 2. tersine çevir (v.) 3. ters (adj.)
    * * *
    [rə'və:s] 1. verb
    1) (to move backwards or in the opposite direction to normal: He reversed (the car) into the garage; He reversed the film through the projector.) geri geri sürmek/gitmek
    2) (to put into the opposite position, state, order etc: This jacket can be reversed (= worn inside out).) ters yüz etmek
    3) (to change (a decision, policy etc) to the exact opposite: The man was found guilty, but the judges in the appeal court reversed the decision.) tersine çevirmek
    2. noun
    1) (( also adjective) (the) opposite: `Are you hungry?' `Quite the reverse - I've eaten far too much!'; I take the reverse point of view.) tersi, aksi
    2) (a defeat; a piece of bad luck.) yenilgi; kötü bir talih
    3) ((a mechanism eg one of the gears of a car etc which makes something move in) a backwards direction or a direction opposite to normal: He put the car into reverse; ( also adjective) a reverse gear.) geri vites
    4) (( also adjective) (of) the back of a coin, medal etc: the reverse (side) of a coin.) (paranın) yazı tarafı
    - reversed
    - reversible
    - reverse the charges

    English-Turkish dictionary > reverse

См. также в других словарях:

  • zıt gitmek — (biri biriyle) birine karşı sürekli ters davranmak, istediklerinin tersini yapmak ... ahlakını az çok bilirim, onunla zıt gitmeye gelmez. A. Haşim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zıt — sf., ddı, Ar. żidd Karşıt, ters ... devam ediyor, birbirine zıt birçok şeyler söylüyordu. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler zıt anlamlı zıt kutup Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zıt gitmek zıddı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kontra gitmek — birine zıt gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MUHALEFET — Kabulsüzlük. Karşı durma. Uyuşmazlık. Zıt gitmek. Zıddiyet. Muvafık olmamak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • takip etmek — 1) yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu. Ö. Seyfettin 2) belli bir yöne gitmek Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İDBAR — Geriye gitmek. Geri dönmek. * İşlerin ters gitmesi. * Talihsizlik. * Bir gezegenin diğer oniki burcun tertibine zıt olarak hareketi. (Asıl tertibe göre gitmesine de ikbal denir …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»